Sarah Knapton / 11 Nisan 2020 / The Telegraph
Genetik bilimciler koronavirüs salgınının Dünya’ya yayılışının haritasını çıkardılar.
Cambridge Üniversitesi araştırmacıları, virüsün İngiltere’yi ilk enfekte eden varyantının, Çin’de bulunmadığını keşfettiler.
Hastalığın Wuhan’da ortaya çıkışından bu yana araştırmacılar yeni koronavirüse ait üç farklı varyant belirledi.
Virüsün evrimsel genetik analizi, İngiltere’deki koronavirüs salgınını başlatan ilk virüsün, Çin’den ziyade Singapur, Güney Kore veya Hong Kong kaynaklı olabileceğini gösterdi.
Cambridge Üniversitesi’ndeki araştırmacılar, genellikle türümüzün ilkin atalarına ait kökleri izlemek için geliştirilen ‘filogenetik’ bilimine ait teknikleri kullanarak, Aralık ayında Wuhan’da görünüşünden bu yana üç farklı koronavirüs varyantı ortaya çıktığını keşfettiler.
A, B ve C olarak adlandırılan üç varyant, muhtemelen belli popülâsyonları daha iyi enfekte etmek amacıyla mutasyona uğradılar ve dünyaya yayılırken farklı yollar izlediler.
‘A’ varyantı atasal soydur, en çok yarasalarda ve pangolinlerde bulunan koronavirüs ile ilişkilidir. Bilim insanları, hastalığın Wuhan pazarındaki hayvanlardan birinden insanlara atladığına inanıyorlar.
‘B’ varyantı – ki Çin topraklarındaki en yaygın varyanttır- ‘A’dan türemiş ve iki mutasyonla ayrılmıştır , ‘C’ varyantı da ‘B’ varyantından türemiştir.
Ancak ilginç olan şudur ki, başlangıçta İngiltere’yi ve Avrupa’yı enfekte eden ‘C’ varyantı Çin’ de hiç bulunmuyor.
Aslında, Hong Kong, Singapur, Güney Kore’de en yaygın olan virüs varyantının, bu bölgelerden Avrupa’ya yayıldığı düşünülmektedir. İngiltere’deki bir vaka da doğrudan Avustralya’dan geldi.
#CORONAVIRUS IN THE #WORLD#COVID19 pic.twitter.com/gCKNgj26Rn
— United World International (@uwidata) April 14, 2020
İNGİLTERE’YE ÇİN’DEN GİTMEDİ
Cambridge Üniversitesi’nden başyazar Genetikçi Dr. Peter Forster’ın konuyla ilgili açıklamaları:
“İngiltere’deki vakalar, Çin’de bulunmayan ama Çin’le komşu Singapur ve denizaşırı Doğu Asya’ya ilişkili olan C alt türüne aittir. İlk vakanın Singapur konferansını ziyaret eden ve daha sonra Alplerdeki bir dağ evinden dönen bir İngiliz mühendise ait olduğunu biliyoruz, böylece salgının dolaşım ağı ortaya çıkıyor.”
“Filogenetik analizi genellikle tarih öncesi insan göçlerini takip etmek, insan atalarının ne zaman Afrika’dan ayrılarak dünyanın geri kalanına yerleştiklerini ve yollarını tespit edebilmek için kullanıyoruz, ancak kimse bunu bir virüs takibinde kullanmayı düşünmemişti.”
“Detaylandırdığımız viral ağ, Kovid-19’un evrimsel yolu çok sayıda mutasyon tarafından gizlenmeden önce, bir salgının erken aşamalarının bir görüntüsüdür. Bu adeta yeni başlayan bir süpernova yakalamak gibi.”
Bu teknik, Şubat ayı başında Singapur dönüşü Alpler üzerinden İngiltere’ye seyahat eden 53 yaşındaki süper dağıtıcı işadamı Steve Walsh örneğinde olduğu gibi, enfeksiyonun izlediği yolların bilinmesinin önemini doğruladı.
Şaşırtıcı bir şekilde, şu anda virüsün kendi sınırları içinde yayılmasını kontrol etmek için en iyisini yapan ülkeler, hastalığın başlangıçta yayıldığı ülkelerdir.
Hem Singapur’da hem de Hong Kong’da bütün vakaların dış kaynaklı olması ve belki de yerel bir salgının hiç gerçekleşmeyecek olması umut verici. Çünkü bu ülkeler yaygın testler, temas takibi ve yerel karantinalar yoluyla salgını kontrol altına almayı başardılar.
Aynı şekilde, 110 binden fazla vakanın kaydedilmesine rağmen, Almanya’da sadece 2 bin 349 ölüm vardır.
İTALYA’YA ALMANYA’DAN GİTMİŞ OLABİLİR
Ancak yeni bir çalışma, İngiltere’ye yayılmasından önce, Singapur ve Almanya’nın İtalya’daki yıkıcı salgını tetiklemiş olabileceğini gösteriyor.
Analizler göstermektedir ki, virüsün İtalya’ya girişinin ilk vakalarından birisi 27 Ocak’ta belgelenen ilk enfekte Alman ve bir “Singapur grubu” ile ilişkilidir.
Meksika’daki vakalar da İtalya’dan ve Münih’teki enfekte olan ilk Alman gruptan yayılmış gibi görünüyor.
İngiltere’de doğu Asya’dan gelen ilk enfeksiyon dalgasından sonra, çok sayıda yeni vaka Kuzey İtalya’daki kayak merkezlerine giden insanlar tarafından getirildi. Kuzey İtalya’ya da başlangıçta Alman grup tarafından yayılmış görünüyor.
İLK KEZ WUHAN’DAKİ AMERİKALILARDA GÖRÜLDÜ
Avrupa’nın aksine, ilk ABD virüs salgınları ‘A’ varyantındandı. ‘A’nın mutasyona uğramış versiyonları, Wuhan’da yaşadıkları bildirilen Amerikalılarda görüldü ve ABD ve Avustralya’dan gelen hastalarda çok sayıda A tipi virüs bulundu.
Araştırma ekibi, 24 Aralık 2019 ve 4 Mart 2020 tarihleri arasında dünyanın dört bir yanından araştırmacılarla haritası çıkarılan 160 virüs genomunu kullandı.
Analizler, insanlarda ilk enfeksiyonun, Eylül ortası ile Aralık başı arasında bir yerde meydana geldiğini düşündürmektedir. Araştırma, virüsün mutasyonlarının dünya çapında hızlandığını gösteriyor.
Büyük Wuhan ‘B’ türü mutasyona uğramadı, bu da Doğu Asya nüfusunun büyük bir bölümüne immünolojik veya çevresel olarak uyarlandığı anlamına gelebilir.
Buna karşılık, diğer türler, belki de değişken popülâsyonlara uyum sağlamak için mutasyon oranını hızlandırmış gibi görünmektedir.
Dr. Peter Forster’ın diğer açıklamaları:
“Virüs ABD veya Avrupa’dan birini enfekte etmek istiyorsa, bu insanların farklı bir immünolojik yanıtı vardır, bu nedenle ağırlıklı olarak A tipi ve İngiliz C tipi vardır, bu nedenle bunlar potansiyel olarak bağışıklık tepkisinden kaçınmak için vardır.”
“Çin’in çok yerel bir bölgesinde iseniz, benzer bir hastalık geçmişi olan homojen bir nüfusla görüşeceksiniz, ama dışarı çıktıktan sonra Avrupalılar farklı bir hastalık evresi yaşamışlardır ve ayrıca genetik olarak daha çeşitli nüfuslar da var, bu yüzden daha fazla mutasyona sahip oluyorsunuz. ”
HANGİSİ DAHA ÖLÜMCÜL BİLİNMİYOR
Ekip, bazı türlerin diğerlerinden daha saldırgan olup olmadığını öğrenmek istiyor, bu da bazı ülkelerin neden daha düşük ölüm oranlarına sahip olduğunu açıklayabilir.
Ancak araştırmacıların zorlukları var; çünkü İspanya ve Almanya gibi ülkeler sadece birkaç düzine virüsün genom dizilemesini yaparken, İtalya’da ise ancak ve ancak 10’dan az virüsün genomu dizilenebildi.
Dr Forster şunları ekledi: Şu anda virüs genom dizileriyle ilişkili hiçbir klinik sonuç yoktur, bu nedenle mutasyonların bazı varyantlarının daha ölümcül olup olmadığını bilmiyoruz.
“Filogenetik ağ analizi, Kovid-19’un henüz ortaya çıkarılamamış olan kaynaklarını belirleme potansiyeline sahiptir, bu da virüsün dünya çapında daha da yayılmasını önlemek için gereken karantina kararlarının daha doğru şekilde alınmasını sağlayabilir.”
Çalışma, Ulusal Bilimler Akademisi Bildiriler Kitabı’nda (PNAS) yayınlandı.
????#COVID19 CURRENT STATUS IN ????????#TURKEY#Coronavirus pic.twitter.com/PtWb89yhfW
— United World International (@uwidata) April 14, 2020
Leave a Reply