Türkiye Cumhuriyeti Milli Savunma Bakanı Hulisi Akar düzenlediği iftar yemeğinde medya kuruluşlarının Ankara temsilcileri ile bir araya geldi. Önemli açıklamalarda bulunan Akar, S-alımıyla ilgili ABD ile devam eden görüşmelerle ilgili olarak “ABD’liler ‘No deal is a done deal’(Hiçbir anlaşma bitmiş değildir) diyor. Bizde diyoruz ki ‘Done deal’(Anlaşma tamamlanmıştır).
Önemli açıklamalarda bulunan Akar, Türkiye’nin ciddi hava ve füze tehdidi altında olduğunu belirterek, “82 milyon insanımızı ve ülkemizi korumak ve kollamak için hava savunma sistemi kurma ihtiyacımız açık. Bunun için tedbirler almak da bizim görevimiz” diye konuştu.
Tedarik edilecek sistemlerin sadece savunma özelliğinin olduğunu vurgulayan Bakan Akar, “Ülkemize eğer hava taarruzu veya füze atılırsa bunlara karşı koruyacak bu sistem. Başka bir işlevi yok, zaten yapamaz. Dolayısıyla bundan kimsenin rahatsız olmaması lazım” dedi.
Akar, Türkiye’nin bölgesinde karşı karşıya olduğu tehditler, teröre karşı verdiği mücadele, hava savunma sistemi ihtiyacı ve S-400‘lere ilişkin çok önemli değerlendirmeler yaptı.
Wikimedia commons
Bakan Akar’ın açıklamaları şöyle:
İDLİB MESELESİ: 3.5-4 milyon insan yaşıyor. 17 Eylül’de Rusya Savunma Bakanı Şoygu ile bir mutabakat muhtırası imzaladık. 15-20 km güvenli bölge oluşturulması ve HTŞ’nin çıkarılmasına yönelik. Bu konuda MİT ve TSK personeli büyük kahramanlıklar gösterdi. Burası dağ başı, kimseyi ayıramıyorsunuz. Böyle karmaşık bir ortamda istikrarı sağlamak için gayret gösterdik. Rejim ta güneyden başlayıp Kuneytra, Hama, Doğu Guta’dan müdahale etti. Kaçan kaçtı; kalan kaldı rejim oraya hakim oldu. Benzer şeyleri İdlib’de de yapmaya çalıştılar. 17 Eylül mutabakatı ile bu engellenince rejimin hoşuna gitmedi. Varil bombardımanı, karadan havadan bombalamalar dahil çok ciddi nüfus hareketi oldu. 350 bin kişi kuzeyden güneye yer değiştirdi. BM ateşkesin sağlanması ve idamesini istedi. Bu devam etseydi 3.5-4 milyon kişi yer değiştirecek ve yeni bir trajedi olacaktı. Çok şükür şu anda bu engellenmiş görünüyor. Oradaki durum dinamik bir durum. Şoygu’ya Rejimin saldırılarının durdurulması gerektiğini söyledik. Rusya ile beraber başladık bu işe. Bu sürecin devam etmesine gayret gösteriyoruz.
TSK’nın gözlem noktalarını boşaltması kesinlikle söz konusu değil. TSK bulunduğu yerden bir adım geri atmayacak, nerede olursa olsun. Türkiye-Rusya mutabakatını bozmayacak şekilde götürmeye çalışıyoruz. Yoksa öfke baldan tatlıdır.
Rejimin alan hakimiyetini artırmak için çok ciddi gayreti var. 4’ün 3’ünü aldı, İdlib’i de almayı bir hak olarak görmeye çalışıyor. İdlib konusunda Rusya’dan çalışma grubu, heyet göndermesini talep ettim. Bazı şeylerde anlaşamadık. Birbirimize yakın olmaya gayret ediyoruz.
EGE KONUSU: Büyük bir karma heyetimiz var; Atina’dalar. Çok güzel hüsnü kabul gördüler. Bu görüşmeler cuma günü dahil devam edecek. Bugüne kadar Türkiye ile Yunanistan arasında ne kadar sorun varsa; hiçbir koşul, ön şart olmaksızın masaya koyduk. Biz barıştan, dostluktan yanayız. İyi komşuluk ilişkilerinden yanayız. Sadece ve sadece bu asil milletin hakkını hukukunu korumaya çalışıyoruz. Bir-iki yıldan beri devam eden bir çalışma bu. Yunan adalarının karasuları 6 mil, hava sahası 10 mil. Gemide subayımızın dişi ağrıyor, helikopter kalkıyor, diyorlar ki, “10 mil hava sahası ihlal edildi.” Olacak iş değil.
MÜNBİÇ: Bizzat ABD Genelkurmay Başkanı bana söz verdi. ABD Başkanı Cumhurbaşkanımıza söz verdi. Yol haritası yaptık 4 Haziran 2018’de, 16 Mayıs’ta güvenlik protokolleri yapmıştık. Bizim oradaki nihai talebimiz söz verdikleri gibi teröristlerin çıkması, Münbiç’in yönetiminin Münbiç’lilere verilmesi. Yüzde 90’ı Arap olan bir yer. Orada herhangi bir şekilde PKK/YPG’nin oradaki hegemonyasının kabul edilemeyeceğini muhataplarımıza söylüyoruz.
FIRATIN DOĞUSU: Birçok kez görüşüldü. Sayın Trump tarafından çekilecekleri ifade edildi daha sonra 20 mile çekilecekleri söylendi. Bu 20 mil, 30-35 km ediyor. Biz sayın Trump’a, teröristler model uçaklara patlayıcı eklemek suretiyle bizim birliklere, sivil yerleşim yerlerine saldırıyorlar. Biz kendimizi güvende hissetmek istiyoruz dedik. 30-35 km güneye doğru bunların silahlarını alın, çıkarın, güvenliğimizi sağlayın. Bu 30-35 kilometrelik koridorda TSK unsurları görev yapmaya hazır diyoruz. Niye böyle söylüyoruz? ABD’liler NATO’ya, Avrupa’ya davette bulundu. Cevap yok. TSK hem hazır hem de muktedir. Biz bunu yapabiliriz. ABD’lilerin de güvenliği bakımından sağlıklı bir çözüm olur. Burada yavaş da olsa ABD’lilerde bir esneklik var. bizim görüşlerimize yaklaştıklarını görüyoruz. Önümüzdeki dönemde daha da artırmak suretiyle bir çözüm üretmeye çalışacağız hep birlikte.
S-400 MESELESİ: Türkiye Cumhuriyeti ülkesi ve milletiyle ciddi bir hava uçak ve füze tehdidi altında. Askeri olarak görüyoruz. 82 milyon insanımızı korumak ve kollamak için hava savunma sistemi kurma ihtiyacımız açık. Bunu da sağ olsun NATO Genel Sekreteri her seferinde dile getiriyor. Bu savunma sistemi, kimseyi tehdit etmiyor. Biz kimsenin toprağına bununla saldırıda bulunamayız. Ülkemize bir füze atılırsa, uçak saldırısı olursa bizi koruyacak sistem. Bundan kimsenin şüphesinin olmaması lazım. Tek amacımız ülkemizi ve halkımızı savunmak. 90’lı yıllardan beri arayışımız sürüyor. Türkiye artık pazar değil, pazar olmaktan bıktık.
Bunun için ortak arıyoruz, işbirliği arıyoruz. Çin, Rusya, Avrupa, ABD. Bunlarla görüşmeler yapıldı. Geldiğimiz noktada olumlu cevap veren Rusya. Bu cevaba istinaden Rusya ile görüşmeler gelişti ve anlaşma imzalandı. Sayın Cumhurbaşkanımızın defalarca söylediği gibi bu iş bitti. İmzalandı ve bitti. Dolayısıyla bu işin bittiğini biliyoruz, geciktirme olabilir mi şu olabilir mi, bu olabilir mi? Karşı taraftan ifadeler var, teklifler var.
F-35 ORTAKLIĞI: Bunun bir şekilde F-35’e bağlanması da ayrı bir güçlük. F-35 konusunda 9 ortak var. Muhataplarımıza söyledim. F-35 ortaklık anlaşmasının herhangi bir yerinde “Ortaklardan biri S-400 alırsa ortaklıktan çıkarılır gibi bir madde var mı?” dedim. Payımızı ödedik mi? Ödedik. Bu işin başında bir hanımefendi var. ABD Savunma Bakan Yardımcısı. Türkiye ortaklık paylarını hiç aksatmadan ödeyen ülke, 1 milyar 200 milyon. Ortak üretim çerçevesinde bize sipariş verilen malzemeler var. Aksaksız ve eksiksiz zamanında üreten ülke. Biz başka ne yapacağız ortak olarak. Her ülkenin savunma hakkı var. Kendimizi savunacağız. Bizim F-35’le ilgili ortaklığımız devam ediyor. 4 uçak teslim edildi, 4 pilotumuz var, 47 astsubayımız var. Kasım ayında iki uçak gelecek. bu uçaklar geldiğinde konuşlanacakları yer Malatya hava üssü. Oradaki inşaatlar planlandığı şekilde devam ediyor. Biz Türkiye Cumhuriyeti Devleti olarak sorumluluklarımızı yerine getiriyoruz. Beklentimiz de F-35’lerin planlandığı şekilde sürdürülmesi.
Benim söylediklerime itiraz eden kimse yok. İş geliyor, teknoloji transferine. Biz nasıl dostuz dedik. Türkiye-ABD stratejik ortak. Her konuşmada Türkiye stratejik ortak diye konuşuyorlar. Siz şimdi bize F-35’i teslim etmekten korkuyorsunuz. Rusya bize çok daha gelişmiş çok daha komplike bir silah sistemi veriyor. Rusya çalınacağından korkmuyor mu?
HAZIRLIKLARIMIZI YAPIYORUZ: Hakkımızı hukukumuzu sürekli masaya koymaya devam ediyoruz. Bunun da anlaşılmasını bekliyoruz. “Önümüzdeki aylarda S-400’ün parçaları gelince biz de CAATSA yaptırımlarını harekete geçireceğiz” diyorlar. Biz duygusal hareketler yapıp herhangi bir yanlışa düşmemek için sükûnetle, hazırlıklarımızı yapıyoruz. Böyle bir duruma gelindiğinde ne yapılabilir, onların da hazırlıklarını yapıyoruz.
PATRIOT TEKLİFİ: Patriot’larla ilgili 28-29 Mart’ta fiyat, teknoloji transferi, upgrade, ortak üretim bakımından bazı şartları yenilemişler, tam istenildiği gibi olmasa da kuruluşlarımız cevaplarını hazırlıyorlar. Biz ilkeli bir duruş içindeyiz. Karşımıza bazı şartlar getiriyorlar. Biz de onlara sözleşmeyi yaptık diyoruz. Biz, “done deal” diyoruz. Onlar, “No deal, done deal” diyorlar.
Savunma sanayisinde çeşitlilik esastır. Makul seviyelerde harp sistemlerinin bulundurulması silahlı kuvvetler için zenginlik olabilir. Biz Samp-T, Patriot için görüşüyoruz; S400’leri alıyoruz.
FRANSA SAMP-T GÖNDERİYOR: Sayın Cumhurbaşkanımızın Macron ile görüşmesi bizim de savunma bakanı ile yaptığımız görüşmelerde belli bir noktaya gelindi. Onlar bize bir Samp-T bataryası konuşlandırmayı önerdiler. Onlar bir keşif yapacaklar. İncirlik’te bir batarya var İspanyolların; Kahramanmaraş’ta yine İspanyolların bataryası var. Buraları incelemeyi teklif ettiler. Güneydoğu’da bir batarya konuşlandırmayı teklif ettiler.
S-400’LER NEREYE: Çalışılıyor S-400 için. Uçaklara karşı füzelere karşı savunmamız söz konusu. Çok yer var korunması gereken. Bir-iki batarya yetmez. Suud, Katar’da bile 15-20 batarya var. Ortak çalışma Türk-Amerikan veyahut da NATO bir şekilde teknik personeli toplasınlar. S-400’lerle F-35’lerin birbirini etkilemesini önleyebiliriz diyorlar. Bizim teklifimiz bu. Objektif bir şekilde baksınlar. Mesafe, yazılım olabilir, teknik mesele olabilir. Biri çalışırken, diğeri kapatılır. Burada bir NATO üyesi ülke olarak TC’nin kendi hava savunma sistemini kurarken Avrupa, ABD dışında bir kaynağa yönelmesi onları rahatsız ediyor, irrite ediyor. Biz ihtiyaçlarımızı karşılamaya çalışıyoruz. Biz bu konuda ilkeliyiz, alnımız açık, tutumumuz net…
PERSONEL EĞİTİM İÇİN GİTTİ: S-400 eğitimleri için Rusya’ya personel gönderdiğimiz gerçek. Her birinin ayrı özelliği var. Silahçı, radarcılar var. Önümüzdeki aylarda bu devam edecek.
Rus askeri personeli gelebilir tabii…
CAATSA İÇİN HAZIRIZ: Hazırlık yapıyor muyuz? Tabii ki. Bölgedeki tek devlet Türkiye. Dedik ya gözümüz açık, kulağımız açık, beynimiz açık olacak. Varsayımlara göre konuşmanın çok tehlikeli olduğunu öğrendik. S-400, Patriot, Samt-T götürüyoruz süreci. İnşallah sonu hayır olur diyoruz. Dünya yıkılır yeniden kurulur diyoruz. Belirlendikçe, sonuçlar ortaya çıktıkça biz de tedbirlerimizi alıyoruz.
KÜRECİK VE İNCİRLİK KOZU: Bazı şeyler konuşulduğu zaman onun sihri bozuluyor. Bunların hepsi masada, akıllarda, fazla şey yapmadan, hakkımızı hukukumuzu korumak için elimizden geleni yapacağız. Müzakere bir şekilde devam ediyor tabi ki. Bizim marifetimiz müzakereyi devam ettirmek.
BU BENİM KALEMİMİ ALDI DEMİYORUZ: ABD’liler “No deal is a done deal” diyor. Biz de diyoruz ki “Done deal.” Onlar hiçbir anlaşma, hiçbir sözleşme bitmiş değildir diyorlar. Umutlarını belirtiyorlar. Patriot’larla ilgili şart onların görüşü. Biz artık kendi görüşümüzü söylüyoruz. Cumhurbaşkanımızın karşısına çıkıp, “Öğretmenim bu benim kalemimi aldı” demeden bir şekilde bir yere kadar götürmeye çalışıyoruz. Fırat’ın Doğusu, F-35, Patriot’lar, bir yakınlaşma görüyoruz. Dostluk sıkıntılı günlerde belli olur. ABD’ye, “Hangi tatbikata gelmedik” dedim. Bazı lobiler Türkiye NATO’dan ayrılıyor, kopuyor diye propaganda yapıyorlar. Biz bunların doğru olmadığını söyledik. Ülkemizin hak ve menfaatlerini korumak için elimizden geleni yapıyoruz.
İRAN-ABD SAVAŞI: Onu ben söylersem senaryo olur. Şu son 10-15 yıldan beri İran-ABD savaşını konuşuyoruz. İhtiyatlı olmak, olaylara dikkatli bakmak lazım.
Leave a Reply