Müttefikimiz ABD neden hep “tehdit” ülke olarak liste başında yer alıyor?

Türkiye NATO üyesi olduğu 1952 yılından itibaren ABD ile resmi olarak müttefik. Ancak gel gelelim, ABD’nin uyguladığı “ben” merkezli politikalar sayesinde birçok ülkede olduğu gibi Türkiye’de de,  “tehdit” ülke olarak her nedense hep liste başında yer alıyor.

Türkiye, ABD ilişkilerinde, 60’lı yıllardan itibaren sayısız krizler yaşandı. İnsanın aklına ister istemez şu soru geliyor peki müttefikimiz, güya dostumuz ABD neden hep “tehdit” oluşturan ülkelerin en başında geliyor?

Kısaca anlatmam gerekirse, ABD yıllardır ‘sadece ben’ merkezli, bir politika yürütüyor. Yani, “dünya üzerinde benden büyük güç olmasın, dünyanın tek yöneticisi ben olayım, tüm madenler, tüm petroller, tüm doğalgazlar her şey, her şey benim olsun, kim ölecek kim yaşayacak ben karar vereceğim” istiyor.

Hatta o kadar açgözlü ki, Dünya yetmez, Ay da benim olsun, o da yetmez Mars da benim olsun, özetle, küresel güç olmayı bir tarafa bırakın, evren ’in tek sahibi olmak istiyor.

Arşivlere şöyle bir göz atacak olursak, her ne hikmetse ABD’nin sözde “demokrasi ve özgürlük” götürdüğü ülkelerin hepsinin ortak bir özelliği ortaya çıkıyor. Tesadüfe bakın ki, bu ülkeler ya petrol, ya altın, ya da doğalgaz zengini.

ABD’nin petrolü, madeni, altını bol olan özellikle az gelişmiş ülkelerin üzerinde oynadığı oyunları görmemek için “kör” olmak gerekiyor.  Ben, ABD’yi avlanmak için nehir kenarında pusuya yatmış dişi aslana benzetirim hep. Özellikle, bahse konu ülkede maden varsa, petrol varsa, altın varsa ve birde iç siyasetinde çekişmeler yaşanıyorsa, bu ABD için en kolay “av” demektir.  Önce o ülkenin siyasetine el altında yön vermelerle başlayan “avlanma” dönemi, ambargolar, yaptırımlar, ardından tehditler devam eder. Hala, “av” konumunda olan ülke teslim olmamışsa,  yani ABD’nin kuklası bir politikacı o ülkede başa getirilmemişse, madenleri,  altınları, petrolleri, ABD şirketlerin kontrolüne verilmemişse ve direniyorsa,  bu kez altın vuruş geliyor demektir. Her zaman olduğu gibi “özgürlük ve demokrasi” getiriyoruz, bahanesiyle askeri harekât. İşte bu nedenlerden dolayı, ABD yıllardır Türkiye başta olmak üzere birçok ülke için “tehdit” oluşturan ülkeler araştırmasında başı çekiyor.

İŞTE O ANKET VE ÇARPICI SONUÇLARI

Kadir Has Üniversitesi Türkiye Çalışmaları Merkezi’nin gerçekleştirdiği “Türk Dış Politikası Kamuoyu Algıları Araştırması 2018 yılı sonuçları yayımlandı. Araştırmaya göre, Türk kamuoyu Azerbaycan’ı Türkiye’nin en yakın dostu olarak görüyor; ABD ise Türkiye’ye tehdit oluşturan ülkeler arasında birinci sırada yer alıyor. Rusya ile ilişkiler iyiye gidiyor.

Türkiye’nin nüfus yapısını temsil eden 26 ilde 18 yaş üstü bin kişi ile yüz yüze görüşülerek gerçekleştirilen ankette, Türkiye’nin başta Suriye, İsrail, ABD ve Avrupa Birliği (AB) ile ikili ilişkileri olmak üzere, Türk dış politikasına yön veren gelişmeler hakkında sorular soruldu.

DIŞ POLİTİKADA EN BÜYÜK SORUN BU YIL SURİYE

Araştırma sonuçlarına göre terörle mücadelenin dış politika sorunu olarak görülmesinde ciddi oranda azalış dikkat çekiyor. Suriye sorunu, bu sene Türk Dış Politikasının en önemli sorunu olarak algılanıyor. Filistin-İsrail arasında gerilimin yükselmesinin de etkisiyle, İsrail ile ilişkiler ciddi orandan bir artışla dış politika sorunu olarak karşımıza çıkıyor.

İSRAİL SORUNUNDA ARTIŞ VAR

Terörle mücadeleyi sorun olarak görenlerin oranı yüzde 30 azalarak yüzde 14,1’e gerilerken, Suriye sorunu Türk Dış Politikasının öncelikli gündemi olarak görenlerin oranı yüzde 26’ya yükseldi. İsrail ile ilişkilerin dış politika sorunu olarak görülmesinin oranı ise neredeyse 3 kat artarak yüzde 8,3’den yüzde 24,2’ye çıktı.

EN BÜYÜK TEHDİT ABD 

‘Türkiye’nin en yakın dostu hangi ülkedir?’ sorusuna katılımcılar geçen yıla göre yüzde 12’lik düşüşle yine ‘Azerbaycan’ yanıtını verirken.

 Geçen yıl yüzde 71,3’lük kesim Azerbaycan’ı ‘en yakın dost ülke’ olarak nitelendirirken, bu yıl ankete katılanların yüzde 59’u en yakın dostumuzun Azerbaycan olduğunu ifade etti.

TÜRK’ÜN TÜRKTEN BAŞKA DOSTU YOKTUR

‘Türkiye’nin dostu yoktur’ diyenlerin oranı ise geçtiğimiz yılın oranı olan yüzde 17,2’den yüzde 22,5’a yükseldi. Bu durum, sosyolojik anlamda yalnızlığa, diğer bir deyişle “Türk’ün Türk’ten başka dostu yoktur” anlayışına işaret ediyor.

Türkiye için tehdit olarak görülen ülkeler seçeneğinde bu yıl da ABD yüzde 60,2’lik bir oran ile Türkiye için en büyük tehdit olarak karşımıza çıkıyor. İkinci en büyük tehdidi oluşturan ülke yüzde 54,4’lük kesim tarafından İsrail olarak belirtildi. AB ülkeleri, bu yıl yüzde 25,9’luk oranla Türkiye’ye yönelik tehdit oluşturan ülkeler arasında üçüncü sırada yer alırken, Suriye’yi tehdit olarak görenlerin oranları yüzde 7,4 artarak yüzde 24,1’e yükseldi. Rusya’ya yönelik tehdit algısı ise düşüş eğilimini sürdürüyor.  

TÜRKİYE YÜZDE 56 İÇİN İSLAM DEVLETİ, YÜZDE 19 İÇİN AVRUPA ÜLKESİ

Araştırmaya göre, ‘Türkiye İslam ülkesidir’ diyenlerin oranı yüzde 16,4 artarak yüzde 56,3 oldu. Türkiye’yi Avrupa ülkesi şeklinde tanımlayanların oranı ise bu yıl yüzde 13,3 azalarak yüzde 19,4’e, Orta Doğu ülkesi olarak tanımlayanların oranı ise yüzde 4,1 azalarak yüzde 18,9’a geriledi.

TÜRK DIŞ POLİTİKASININ BELİRLEYİCİSİ CUMHURBAŞKANI

Dış politikada temel belirleyici ve yürütücü kurum Cumhurbaşkanı olarak görülüyor. 2017 yılında yüzde 69,2’lik kesim ‘Sizce Türkiye’de dış politikayı hangi kurum yapar?’ sorusuna ‘Cumhurbaşkanı’ yanıtını verirken, bu yıl ankete katılanların yüzde 68,8’i Cumhurbaşkanı’nı temel belirleyici kurum olarak gördü. Dış politika yapımında Hükümet, Milli İstihbarat Teşkilatı ve Genelkurmay Başkanlığı’nın etkisi ise azalıyor. Dışişleri Bakanlığı’nın etkisi artıyor.

ABD’NİN GÜVENİLMEZ ÜLKE ALGISI DEVAM EDİYOR

Kamuoyu nezdinde, ABD’nin güvenilmez ülke algısı devam etmektedir. Fakat 2017’ye göre bu algıda yüzde 9,6 düşüş görülmektedir. ABD’nin düşman ülke algısının yaklaşık yüzde 10 arttığı ve yüzde 6,7’den yüzde 16,2’ye yükseldiği gözlemlenmektedir. Kamuoyunun oransal çoğunluğu, Türkiye ile olan ilişkileri açısından ABD’yi negatif değerlendirmektedir. ABD ile Türkiye arasında sorun görülme durumu ise 2015’ten bu yana artış eğilimini devam ettirerek en yüksek orana (%79,3) ulaşmıştır.

RUSYA İLE İLİŞKİLER EVRİLİYOR

“Rusya ile Türkiye arasındaki ilişkileri nasıl tanımlarsınız” sorusuna “işbirliği vardır” şeklinde yanıt verenlerin oranı yüzde 18,1 artarak yüzde 46,5’a yükselmiştir. Kamuoyu Türkiye ile Rusya arasında ‘enerji’ ve ‘turizm’ alanında işbirliği olduğunu ifade etmektedir. Türkiye ile Rusya arasında ilişkilerin düşmanca olduğunu düşünenlerin en önemli gerekçesi, Rusya’nın Suriye’de PYD/YPG güçlerine destek verdiğini öne sürüyor.

TÜRKİYE’NİN SINIR ÖTESİ OPERASYONLARI BAŞARILI BULUNUYOR

Anket sonuçları Türkiye’nin Suriye’de izlediği politikaların başarılı bulunduğunu gösteriyor. Halkın yüzde 41,4’ü Suriye politikalarını genel olarak başarılı bulurken, Fırat Kalkanı operasyonu yüzde 53,5 ve Zeytin Dalı operasyonu yüzde 56 oranlarıyla halk tarafından desteklenmektedir.

GÖÇMEN SORUNU

Suriye göçmenlerinden duyulan memnuniyetsizlik oranlarının 2017’ye göre artış gösterdiği gözlemlenmektedir. ‘Ülkeye gelecek göçmenlere sayı sınırı konulması’ politikasının geçen yıllara göre ivme kazandığı görülmektedir. Suriye göçmenlerinden duyulan memnuniyetsizlik geçen yıl yüzde 54,5 iken, bu yıl memnuniyetsizlik belirtenlerin oranı yüzde 61’e yükselmiştir.

KAMUOYUNUN %67’Sİ TÜRKİYE VE YUNANİSTAN ARASINDA SORUN ALGILIYOR

Yunanistan’ın siyasi açıklamalarının etkisi göz önünde bulundurulduğunda, Türkiye ile Yunanistan arasındaki sorunun 2017’ye göre arttığı görülmektedir. ‘Sizce Türkiye ve Yunanistan arasında sorun var mı’ sorusuna evet cevap diye cevap verenlerin yüzdesi geçen yıla göre 13,3 artarak yüzde 67’ye yükselmiştir. Türkiye ve Yunanistan arasındaki en önemli sorun geçen sene Kıbrıs sorunu iken; bu sene Ege adalarının silahlandırılması olarak görülmektedir.  

NATO ÜYELİĞİ VE GÜVENLİK

Türk halkının %70’i Türkiye’nin NATO üyeliğini devam ettirmesi gerektiğini savunurken, Türkiye’nin uluslararası güvenliğini NATO desteği olmadan sağlayabileceğini düşünenlerin oranı %48’dir.