logo

11/07/2019

Erdoğan, ABD’ye gitsin mi?

Erdoğan, ABD’ye gitsin mi?
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, AK Parti Genişletilmiş İl Başkanları Toplantısı’na katıldı. Başbakan Erdoğan, partilileri ”Rabia” işareti yaparak selamladı. (Evrim Aydın – Anadolu Ajansı)

Türkiye Cumhuriyet’i tarihinde ilk defa, siyasetçisiyle, medyasıyla, vatandaşıyla, “Cumhurbaşkanı’mız başka bir ülkeye gitsin mi? gitmesin mi?” tartışması yaşanıyor.

Tartışma gerginlikte zirve yapan Türkiye-ABD ilişkilerinin ardından, ABD Başkanı Turump’ın, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı, 13 Kasım’da ABD’ye davet etmesiyle başladı.

Türkiye-ABD arasında yaşanan krizin ne kadar derin olduğunu, gelinen bu tartışmalardan hesaplayabiliriz.

Yıllardır, ABD ile Türkiye arasında çeşitli vesilelerle krizler yaşandığını biliyoruz. Peki, son yıllarda iki ülke arasındaki kriz nasıl en üst seviyeye çıktı.

Yaşanan bazı kriz vakalarını hatırlarsak bu noktaya nasıl gelindiğini daha iyi analiz edebiliriz.

PASTÖR OLAYI

FETÖ soruşturması kapsamında ABD ‘li Pastör Andrew Craig Brunson’ ın “Terör Örgütü Adına Suç İşlemek ve Casusluk” yaptığı iddiasıyla tutuklanarak yargılanmasına başlanmıştı.

ABD, Brunson’ un bu suçlamayla yargılanmasına çok sert tepki gösterdi. Öyle ki Başkan Donald Trump, Türkiye’ye yaptırım uygulamakla tehdit eden mesajlar yayımladı. Bir takım yaptırımlarda uygulamaya koyan ABD, bununla da yetinmeyip Türk vatandaşlarına vize yasağı getirdi. Türkiye’de bu yaptırıma karşılık ABD vatandaşlarına vize yasağı getirdi. Türkiye ile ABD arasında büyük krize yol açan bu  olay, Brunson’ın tahliye edilip ülkesine gönderilmesiyle rafa kaldırıldı.

 

YAPTIRIM TEHDİTLERİ

ABD bu olaydan sonra,  her fırsatta Türkiye’ ye yaptırım uygulama tehdidi etmeye başladı.

Türkiye’nin “Barış Pınarı” adını verdiği Suriye’nin Kuzeyinde başlattığı harekatın hemen ardından, ABD yine yaptırım silahına sarıldı. Bu krizde iki ülke arasında yapılan mutabakat sonunda Türkiye geçici olarak bu harekâtı durdurdu. Hatta bu mutabakatın 12.nci maddesinde de Türkiye’ye yaptırım uygulanmayacağı belirtildi.

Başkan Trump, harekatı durdurduğu için Türkiye’ ye teşekkür ederek, yaptırımların uygulanmayacağı konusunda bir açıklaması yaptı.

 

F-35 PROĞRAMINDAN ÇIKARDI

Türkiye’nin Rusya’dan S-400 savunma füze sistemleri almasına karşı çıkan ABD, füzelerin teslimiyle birlikte yine yaptırım silahına sarıldı. Türkiye’ye nin parasını ödediği F-35 uçaklarını vermeyeceğini ayrıca F-35 programından çıkarıldığını açıkladı.

 

TAM KRİZLER AŞILDI DERKEN

Tam iki ülke arasında “krizler aşıldı” derken, Başkan Trump’ın Türkiye’ye yönelik akıl almaz açıklamaları ve tutarsız Twitter paylaşımları arka arkaya gelmeye başladı. Bir gün önce Türkiye’ye teşekkür eden Trump, bir gün sonra Türkiye’yi tehdit etmeye başladı.

Bu arada ABD, Türkiye’nin karşı çıkmasına rağmen, “DEAŞ ile birlikte mücadele ediyoruz” gerekçesiyle PKK/PYD’ye silah ve lojistik yardımını bir türlü kesmedi.

 

MEKTUP BOMBASI 

Twitter paylaşımları ve açıklamalarıyla yetinmeyen Trump, Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a, skandal bir mektup yolladığını açıkladı. İçeriği “tehdit” kokan bu mektup yetmiyormuş gibi birde terör örgütü lideri Mazlum Kobani’ nin kendisine yazmış olduğu mektubu da Erdoğan’a yolladığını beyan etti. Bununla da kalmayan Trump, terörist Kobani’ ye teşekkür edip, kendisini ABD’ye davet etti. Bu olay Türk siyasetçileri ve Türk halkı üzerinde büyük şaşkınlık ve üzüntü yarattı.

 

YASA TASARILARI TARTIŞMALARI ATEŞLEDİ.

Son olarak ABD Temsilciler Meclisinde, Türkiye aleyhine “Soykırım” ve “Barış Pınarı” harekatı ile ilgili, iki yaptırım yasa tasarısının kabul edilmesi olayı ise bardağı taşıran son damla oldu.

TRUMP DAVET ETTİ

Bu gelişmeler yaşanırken, ABD Başkanı Trump, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı ABD’ye davet ettiğini açıkladı.

İşte! Tartışmalar, tam da bu davet üzerine başladı.

Türkiye’de siyasetçiler, medya ve vatandaşlar, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ABD’ye gidip gitmemesi konusunda adeta ikiye bölünmüş durumda. Bir kesim, Erdoğan’ın ABD’ye giderek görüşmesi gerektiğini, aksi taktirde iki ülke arasında krizin daha da büyüyeceğini savunurken, diğer bir kesim ise yukarıdaki gerekçelere dayanarak, tutarsız bir Türkiye politikası yürüten ABD’ye yapılacak bu ziyarete karşı çıkıyor.

Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu “Erdoğan’ın ABD’ye gitmemesi gerektiğini” resmen açıkladı.

Bazı muhalif parterinde Erdoğan’ın gitmemesi gerektiği yönünde hem fikir oldukları kulislerde konuşuluyor.

Bu tartışma da dikkat çeken bir tepki de Cumhur İttifakının ortağı olan Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanı Devlet Bahçeli’den geldi. Bahçeli’nin de bu ziyarete  sıcak bakmadığı, Erdoğan’ın gitmemesi gerektiği yönünde haberler basına yansıdı.  MHP lideri Bahçeli çıkan haberleri yalanlamadı.

 

GİDİP, GİTMEYECEĞİ NETLEŞMEDİ

Cumhurbaşkanı Erdoğan 29 Ekim tarihinde gazetecilerin “13 Kasım’da ABD’ye gidecek misiniz?” sorusuna “Şu anda henüz kararımı vermedim. Ama soru işareti.” diye yanıt verdi.

Erdoğan 5 Kasım tarihinde kendisine sorulan aynı soruya bu defa “Öncesinde Trump ile telefonda görüşeceğim. O görüşmeye göre karar vereceğiz” dedi.

Telefon görüşmesi belli mi? sorusuna ise Erdoğan, “arkadaşlar irtibat kurmaya çalışıyorlar” yanıtını verdi.

TRUMP’IN “ERDOĞAN GELMEK İSTİYOR” AÇIKLAMASI

Öte yandan 2 Kasım tarihinde ABD Başkanı Trump, Beyaz Saray’ da gazetecilerin sorularını yanıtladı.  “Erdoğan’ın Beyaz Saray’a gelmek istediğini ve kendisiyle ilişkilerin çok iyi olduğunu” belirten Trump, Suriye sınırındaki durumdan da memnun olduğunu belirtti. Amerika Başkanı, daha önceki açıklamalarında Erdoğan’ın kendisinin davetlisi olarak Washington’a geleceği bilgisini de paylaşmıştı.

İBRAHİM KALIN: TARTIŞIYORUZ

Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın’ ın, Başkan Erdoğan’ın ABD ziyareti ile ilgili  4 Kasım tarihinde yaptığı açıklamada ise  “Cumhurbaşkanımızın ziyaret talebi olmadı, gidip gitmeme konusunda istişaremiz devam ediyor” ifadelerini kullandı.

Nurettin Kurt
Journalist, specialist in criminology, recipient of the EU Prize for Journalism and Turkish Journalists' Association’s press freedom award , and the author of “Journalist-wolf in the stressful triangle - Incident-police proceedings-lawsuit”,  Sedat Simavi Journalism Award - 2007 (Turkey) 32 yıllık gazeteci, polis ve adliye uzmanı, Sedat Simavi Gazetecilik Ödülü başta olmak üzere, 2011 ve 2017 TGC Başarı ödülü, Avrupa Birliği Araştırmacı Gazetecilik Ödülü, iki kez Çağdaş Gazeteciler Derneği haber ödülü, yedi kez Barış Selçuk Gazetecilik Ödülü ile birlikte çeşitli Sivil Toplum Kuruluşları tarafından ödüle layık görülmüştür, ‘Olay-Polis-Adliye- Gerilim Üçgeninde Kurt Gazeteci’ isimli kitabın yazarıdır

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Calendar

Nisan 2024
P S Ç P C C P
1234567
891011121314
15161718192021
22232425262728
2930