logo

11/01/2019

ABD’den, Türkiye’ye büyük tezgâh

ABD’den, Türkiye’ye büyük tezgâh

ABD’de, Türkiye’ye karşı hazırlanan 2 tasarı birden Senato’nun alt kanadı olan Temsilciler Meclisi’nde kabul edildi. Kabul edilen tasarılara karşı Türkiye’den sert açıklamalar geldi.

Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Dışişleri Bakanlığı’na çağrılan ABD’nin Ankara Büyükelçisi David Satterfield‘a “Rahatsızlığımızı ilettik, bizim için yok hükmünde bir karar. Oyunlarını bozduk, intikam alıyorlar” dedi.

Ermenistan Başbakanı kararı “tarihi” olarak yorumladı.

ABD Temsilciler Meclisi’nde kabul edilen tasarılar, Türk basının da geniş yer buldu.

Odatv’de yer alan habere göre tasarıların kabul süreci şöyle gelişti:

İKİ TASARI BİRDEN KABUL EDİLDİ

ABD Temsilciler Meclisi, 1915 olaylarını “soykırım” olarak tanıyan tasarıyı ve Türkiye’nin, Suriye’nin kuzeyine düzenlediği “Barış Pınarı” operasyonundan dolayıyaptırımlar uygulanmasını içeren iki tasarıyı birden onayladı.

Bu tasarı Senato’da kabul edilirse Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın ve ailesinin mal varlığı araştırılacak.

ABD Temsilciler Meclisi 29 Ekim tarihinde, Meclis genel kurulunda her iki parti temsilcilerinin söz aldığı 1 saat süren tartışmanın ardından yapılan elektronik oylamada 405 üye tasarı lehinde oy kullanırken, 11 üye karşı çıktı.

Demokrat Partili Temsilciler Meclisi İstihbarat Komisyonu Başkanı Adam Schiff’in sunduğu tasarıda, “Temsilciler Meclisi’nin Ermeni soykırımını resmen tanımayı ve anmayı ABD politikası olarak gördüğü” ifade ediliyor.

Demokrat Jim McGovern’ın başkanlık ettiği Temsilciler Meclisi Mevzuat Komisyonu Pazartesi günü toplanarak, 296 sayılı karar tasarısının ilgili komisyonda görüşülmeden doğrudan Genel Kurul’da oylanmasının önünü açmıştı. Tasarı böylece ilgili alt komisyonlarda oylanmadan genel kurula getirildi.

Karar tasarısında, ABD hükümetinin “Ermeni soykırımı” ya da herhangi bir soykırımı reddetmesi için yürütülecek girişimler reddediliyor. Tasarıda ayrıca ABD’nin insani yardım çabaları dahil, “Ermeni soykırımı” gerçeklerini halkın anlaması ve bu konuda eğitilmesi teşvik ediliyor. “Ermeni soykırımının bugünün insanlığa karşı işlenen suçlarla benzerliğine” de tasarıda dikkat çekiliyor.

Oylama aşamasına geçmeden önceki tartışma bölümünde söz alan hemen hemen tamamı Demokrat Kongre üyeleri, bugün çok sayıda ülkenin 1915 olaylarını “soykırım” olarak tanıdığına işaret ederek, artık ABD Kongresi’nin de bunu yapma zamanının çoktan geldiğini vurguladı. Kongre üyeleri, “geçmişteki soykırımları reddedersek ileride yeni soykırımların da önünü açmış oluruz” mesajını verdi ve Türkiye’ye de “tıpkı Almanya’nın yaptığı gibi geçmişiyle hesaplaşması” çağrısında bulundu. Birçok Kongre üyesi, Türkiye’nin Barış Pınarı Harekatı’nı eleştirirken, Kürtler’e etnik temizlik yapıldığını öne sürdü.

BAŞKAN: “BUGÜN BÜYÜK BİR GÜN”

Temsilciler Meclisi Başkanı Demokrat Nancy Pelosi, “Bugün Kongre için büyük bir gün. Gelin bugün bu suçun (1915 olayları) bir soykırım olduğunu açıkça ortaya koyalım. Olanları asla unutmamalıyız” ifadelerini kullandı.

Flickr

Amerika’nın insan haklarına olan bağlılığında asla taviz vermemesi gerektiğine vurgu yapan Pelosi de, “Ermeni soykırımının” tanınmasının geçmişin hatalarının tekrarlanmaması açısından önemli olduğunu dile getirdi ve “(Suriye’de) Kürtler’e yapılanlar günümüzdeki tehlikenin bir hatırlatıcısı” dedi. 

CUMHURBAŞKANLIĞI: “KENDİ TARİHLERİNE BAKSINLAR”

Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın da sosyal medya hesabından karara tepki gösterdi.

Kalın paylaşımında, “Amerikan Temsilciler Meclisi’nin Ermeni tasarısı, tarihin siyasete alet edilmesinin utanç verici örneklerinden biridir. Türkiye’ye soykırım suçlamasında bulunanlar önce kendi tarihlerine ve destekledikleri Asala ve PKK terör örgütlerinin kanlı geçmişine baksınlar” ifadelerini kullandı.

Ayrıca Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun da ABD Kongresi’nin alt meclisi Temsilciler Meclisi’nin “Ermeni Soykırımı’nı resmi olarak tanıyan” tasarıyı kabulüne ilişkin açıklama yaptı. Altun “Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Ermeni topluluğuna sempatisini ve başsağlığı dileğini zaten dile getirmiştir” dedi.

 ABD BÜYÜKELÇİSİ’NE İLETİLDİ

Kabul edilen tasarılara karşı Türkiye’den sert tepkiler geldi.

Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Dışişleri Bakanlığı’na çağrılan ABD’nin Ankara Büyükelçisi David Satterfield‘a “Rahatsızlığımızı ilettik, bizim için yok hükmünde bir karar. Oyunlarını bozduk, intikam alıyorlar. Rahatsızlıklarımızı ilettik” de

Karara Dışişleri Bakanlığı yaptığı açıklamada sert tepki gösterdi. “İç politika saikleriyle alınmış olan bu kararın tarihi ve hukuki dayanağı bulunmamaktadır” denilen açıklamada, “Temsilciler Meclisi’nin hissiyatını yansıtan H.Res.296 sayılı kararı reddediyoruz” ifadeleri kullanıldı.

İşte o açıklama:

“Barış Pınarı Harekatımızı engelleyemeyerek hüsrana uğrayanlar ülkemizden bu yolla intikam alacaklarını sanıyorlarsa yanılmaktadırlar.

Zira bu kararın Türk Hükümeti ve Halkı nezdinde hiçbir geçerliliği ve hükmü bulunmamaktadır.

Esasen bu kararın yasal bağlayıcılığı da yoktur. ABD’deki Ermeni lobisi ve Türkiye aleyhtarı çevreleri memnun etmeye yönelik siyasi bir adım olmanın ötesinde bir anlam da taşımamaktadır.

Tarihin meclislerin siyasi hissiyatına göre şekillendirilmeye çalışılmasından daha vahim bir yanılgı olamaz.

Karar,  1948 tarihli Soykırımın Önlenmesi Sözleşmesi hükümleriyle bağdaşmayacak şekilde soykırım isnadında bulunması hasebiyle ABD hukukuna ve uluslararası hukuka da aykırıdır.

Uluslararası hukukta 1915 olaylarını “soykırım” olarak tanımlayan bir karar bulunmamaktadır. Aksine, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi bu konunun meşru bir tartışma konusu olduğunu hükme bağlamıştır.

Söz konusu dönemde vuku bulan gelişmeler siyasetin değil tarih biliminin alanıdır.

Türkiye’nin ‘Ortak Tarih Komisyonu’ kurulması yönünde 2005 yılında yapmış olduğu önerinin Ermenistan tarafından reddedildiği hatırlanmalıdır.

Uluslararası ve bölgesel güvenlik bakımından fevkalade hassas bir dönemde alınan, Türkiye ve ABD ilişkilerini zora sokmaya yönelik bu kararın ABD’nin ulusal çıkarlarına verdiği ve vereceği zararların takdiri Amerikalı siyasetçi ve yöneticiler ile ABD halkınındır. Öte yandan, ABD Yönetimi’nin 1915 olayları konusundaki tutumunda bir değişiklik olmaması da not edilmiştir.

Şüphesiz bu karar ABD Temsilciler Meclisi’nin saygınlığına gölge düşürdüğü gibi, Türkiye kamuoyundaki ABD algısına da olumsuz yansıyacaktır.

Türkiye ve ABD arasındaki müttefiklik bağının ve dostane ilişkilerin devamına destek veren Amerikalı dostlarımızın bu vahim hatayı sorgulayacaklarına ve sorumlularının ABD halkının vicdanında yargılanacağına inanıyoruz.”

ERMENİSTAN BAŞBAKANI: TARİHİ BİR KARAR

Ermenistan Başbakanı Nikol Paşinyan, karara dair “ABD Kongresi’nin Ermeni soykırımını tanıma yönündeki tarihi kararını selamlıyorum. 296 sayılı karar, milyonlarca soykırım mağdurunun soyundan gelenleri teselli eden; hakikate ve tarihsel adalete hizmet etme yolunda atılmış cesur bir adımdır” açıklamasını yaptı.

YAPTIRIMLAR DA ONAYLANDI

ABD Temsilciler Meclisi, Türkiye’nin bir süre önce, Suriye’nin kuzeyine düzenlediği “Barış Pınarı”operasyonundan dolayı yaptırımlar uygulanmasını içeren bir tasarıyı onayladı.

Tasarı, genel kurulda yapılan oylamada 16’ya karşı 403 oyla kabul edildi.

Başkan Donald Trump’tan Türkiye ve operasyonda rolü olan Türk yetkililer üzerinde çeşitli yaptırım ve kısıtlamalar uygulamasını isteyen tasarı, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan hükümetine Suriye’deki operasyonunu kalıcı olarak sona erdirmesi ve bir daha başlatmaması için baskı uygulama çabasının bir parçası olarak görülüyor.

Temsilciler Meclisi Dışişleri Komisyonu Başkanı Eliot Engel ve komisyonun en kıdemli Cumhuriyetçi üyesi Mike McCaul tarafından Ekim ayı ortasında sunulan tasarı, bazı Türk liderleri yaptırım listesine alıyor ve Türk ordusunun silah ve finansmana erişimine kısıtlamalar getiriyor.

Tasarı, ABD Başkanı’nın, Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar dahil Suriye’ye askeri müdahalede rolü olan Türk yetkililere vize yasağı ve mal varlığı dondurma gibi tedbirler uygulanmasını öngörüyor. 4695 sayılı tasarı, Türkiye’ye operasyonda kullanılabilecek savunma teçhizatı, hizmetler ya da teknoloji sağlayan yabancı kişilere de benzer yaptırımlar öngörüyor.

Tasarı, Halkbank ya da ABD Dışişleri Bakanlığı’nın Suriye’deki operasyonla ilişkili olarak Türk Silahlı Kuvvetleri ya da Türk savunma sanayine finansal destek sağlanmasını kolaylaştırdığını tespit ettiği tüm mali kurumlara yaptırımlar getirilmesini içeriyor. Tasarıda ayrıca ABD Başkanı, Türk hükümetine Rusya’dan S-400 füze savunma sistemi satın almasından dolayı kısaca CAATSA olarak bilinen Amerika’nın Hasımlarına Yaptırımlar Yoluyla Karşı Koyması Yasası altındaki yaptırımları devreye sokmakla yükümlü tutuluyor.

Tasarıya göre, Amerikan savunma teçhizatı, hizmetleri ya da teknolojisinin, Silah İhracatı Kontrolu Yasası kapsamına girmesi ve Türkiye’nin Suriye’deki askeri operasyonlarında kullanma ihtimalinin bulunması durumunda, Türk hükümetine satışı yasaklanıyor. ABD Başkanı’nın Türkiye’yi bu maddeden muaf tutamayacağı da kaydediliyor.

Tasarı ayrıca, Türkiye’nin operasyonunun ulusal güvenliğe etkisi ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’la ailesinin net geliri konularında raporlar hazırlanması çağrısında bulunuyor.

Tasarı, Başkan Donald Trump’ın Suriye’den Amerikan askerlerini çekme kararına her iki parti içerisindeki sert öfkenin de bir yansıması olarak görülüyor. Aralarında Trump’a yakın isimlerin de olduğu çok sayıda Cumhuriyetçi ve Demokrat, Başkan’ın asker çekme kararıyla ABD’nin IŞİD’e karşı mücadelede sahada ortaklık kurduğu Kürt güçlere “ihanet ettiğini” ve Türkiye’nin operasyonuna “yeşil ışık” yaktığını savunuyor.

YASALAŞMASI İÇİN SENATO’DA DA ONAYLANMALI

Tasarının yasalaşması için Senato’da da kabul edilmek zorunda.

Eğer Senato tasarının farklı bir versiyonunu geçirirse, Kongre’nin iki kanadından oluşturulacak bir komisyonun aradaki farklılıkları giderip ortak bir metin çıkarması gerekiyor. Bu ortak metin de iki kanattan geçtiği takdirde Başkan Trump’ın masasına gidecek.

Bu tasarı, Kongre’de Türkiye’ye yaptırımlar öngören tek tasarı değil. Senato Dış İlişkiler Komisyonu Başkanı Cumhuriyetçi Jim Risch ve komisyonun en kıdemli Demokrat üyesi Bob Menendez de benzer bir yaptırım tasarısı sunmuştu. Menendez Pazartesi yaptığı açıklamada, tasarıyı komisyonda oylamaya sunmak için uygun bir tarih belirleme üzerinde çalıştıklarını söyledi.

Amerika’nın Sesi’nde yer alan habere göre Cumhuriyetçi Senatör Lindsey Graham ve Demokrat Senatör Chris Van Hollen tarafından sunulan bir başka yaptırım tasarısı da, öncekilerle benzer düzenlemelerin yanı sıra, Türkiye’nin enerji sanayi ve ekonomisini de hedef alıyor. Temsilciler Meclisi’nde Cumhuriyetçi milletvekili Liz Cheney de diğer 90 Cumhuriyetçi’yle birlikte bir tasarı sunmuştu ama Demokrat imzacısı bulunmayan bu tasarının oylamaya sunulup sunulmayacağı belirsiz.

Senato Cumhuriyetçi Çoğunluk Lideri Mitch McConnell geçen hafta Senato kürsüsünden yaptığı açıklamada, Türkiye’ye olası yaptırımlar konusunda temkinli bir dil kullanmıştı. McConnell, bir NATO müttefiki “Rusya’nın kollarına itebilecek” bir adımı hayata geçirmeden önce “aşırı dikkatle düşünmek” gerektiği uyarısında bulunmuştu. McConnell, “Senato’nun bu tasarıları görüşmesine açığım ancak olası sonuçlarını değerlendirdikten sonra” mesajını vermişti.

Flickr

Bununla birlikte McConnell, Türkiye’nin Suriye’nin kuzeydoğusundaki operasyonunu kınayan ve ABD’nin Suriye, Irak ve Afganistan’daki varlığını devam ettirmesine destek ifade eden bir karar tasarısı sunmuştu. Senato’nun bu sembolik tasarıyı hafta içinde oylayabileceği belirtiliyor.

TASARIDA NELER VAR

Tasarı, yasanın kabulünden sonra en geç 120 gün içinde ABD Dışişleri Bakanı’nın Hazine Bakanı ve Ulusal Güvenlik Direktörü ile istişare içinde Cumhurbaşkanı Erdoğan ve ailesinin net mal varlığı, gelir kaynakları ve iş ilişkilerine dair bir rapor hazırlanmasını gerektiriyor.

Temsilciler Meclisi Dışişleri Komisyonu Başkanı Eliot Engel ve Cumhuriyetçi üye Mike McCaul tarafından 17 Ekim’de sunulan yasa tasarı, bazı Türk yetkilileri yaptırım listesine alıyor ve Türk ordusunun silah ve finansmana erişimine sınırlamalar getiriyor.

4695 sayılı tasarı ABD Başkanı Donald Trump’ın, Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar dahil Suriye’ye askeri operasyonda rolü olan Türk yetkililere vize yasağı ve mal varlığı dondurma gibi tedbirler getirilmesini öngörüyor.

Tasarı ayrıca ABD Başkanı Trump’ı, Türk hükümetine Rusya’dan satın aldığı S-400 füze savunma sisteminden dolayı ABD’nin Hasımlarına Yaptırımlar Yoluyla Karşı Koyması Yasası (CAATSA ) altındaki yaptırımları devreye sokmasını öngörüyor.

Nurettin Kurt
Journalist, specialist in criminology, recipient of the EU Prize for Journalism and Turkish Journalists' Association’s press freedom award , and the author of “Journalist-wolf in the stressful triangle - Incident-police proceedings-lawsuit”,  Sedat Simavi Journalism Award - 2007 (Turkey) 32 yıllık gazeteci, polis ve adliye uzmanı, Sedat Simavi Gazetecilik Ödülü başta olmak üzere, 2011 ve 2017 TGC Başarı ödülü, Avrupa Birliği Araştırmacı Gazetecilik Ödülü, iki kez Çağdaş Gazeteciler Derneği haber ödülü, yedi kez Barış Selçuk Gazetecilik Ödülü ile birlikte çeşitli Sivil Toplum Kuruluşları tarafından ödüle layık görülmüştür, ‘Olay-Polis-Adliye- Gerilim Üçgeninde Kurt Gazeteci’ isimli kitabın yazarıdır

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Calendar

Nisan 2024
P S Ç P C C P
1234567
891011121314
15161718192021
22232425262728
2930